kavanozları açtırabileceğim kadar yakınımda ol sevgilim
birini sevmek zordur sevgilim. huyunu suyunu öğrenmekten, ne yer ne içerden daha fazlasından bahsediyorum ben. hele bir hikayede yitmişse...senin de kalbine o yitik haliyle girmişse...daha zordur sevgilim. hiç "denk" geldin mi birini sevmeye? heyecanının yokluğuyla debelenir gibi hissettin mi? çabanı, kelebeklerini bi işe yaramayacak diye bastırmak zorunda kaldın mı? vazgeçtin mi kırılabilme ihtimalin yüzünden içinden geleni göstermekten?
korktun mu..?
korkmak nasıl eş değer sevgiyle sevgilim. bilsen... anlatması şiddetli olabilir burada bahsini etmeyeyim. seni ameliyathane kapısına yanaşamayıp bekleyişimden olmasın haberin. seni bilen 3-5 arkadaşımın yanımda olup sakinleştirmeye çalışmasından ama benim tek derdimin senin iyi olman olmasından habersiz kal. ameliyathaneden çıktığını bir türlü göremediğim için kan ter içinde uyandığımda seni arayamayışımı bilme. bilme...ne çıkar? hiç gitmeyecekmişsin gibi seni düşlüyorsam, sana tutunuyorsam, kendi kendime seni sevmek istiyorsam ne var? seninle kurduğumuz hal devam etsin istiyorsam..?
o kadar maalesef biliyorum ki... insan gittiği yerden gelemez bazen sevgilim. ben sana titriyorum, sana eriyorum, akıp gidiyorum...bu gerçekle sende yüzleşemem o yüzden. hem kim kalbiyle terk eder ki evini? söylesene
biriyleyken seni düşündüğüm oluyor ama seninleyken kimseyi düşündüğüm olmuyor be sevgilim. zeytin kavanozlarını açamadığımda sana açtırabileceğim kadar yakınımda olabilseydin eğer daha çok sever miydim seni bilmiyorum. ama böyle de hiçbir şeyden haberin olmuyo işte!
bir hayat yaşadım. sevmeyi öyle bir öğretti ki... hakkında diyebileceğim yegane şey; sevmek zordur. tıpkı Sadri Alışık'la Ayla Algan'nın sahnesi gibi (Ahh Güzel İstanbul)
- ne yapacağız bundan sonra?
- bilmem...
Yorumlar
Yorum Gönder