kapının ardında kaldığındaki gözyaşlarını kapıyı açışlarımda döküyorum
bazı gerçekler öyle olur olmadık zamanlarda "dank" ediyor ki insana...aklınız hayaliniz durur. ya da durmaz... bilemem. bilmek de istemem. ben...ben ne isterim biliyo musunuz? ben, eve koştur koştur kan ter içinde kalırcasına üsküdar yokuşlarını arşınlaya arşınlaya eve geliş, eve varış sebebim olsun isterim. ben...şu anahtarı çevirdiğim zaman kapının açılma sesiyle beni gördüğüne delirircesine sevineni isterim. ben evden çıkmadan önce "kapalı olması gereken" kapıları açık bırakmayaydım da sen olsaydın isterim. şu terlikleri ortalıkta, tatlıları sehpada bırakmasaydım da, şu şişeleri dekor olsun diye, rengarenk minderleri paletin üstüne koymasaydım, şu kule tütsüleri dikemeseydim de tütsülüğe...sen, olsaydın...kemirseydin terlikleri, tatlılara en iyi ihtimalle burnunu soksaydın, şişeleri, minderleri devirseydin, dağıtsaydın isterim. SEN - OLSAYDIN - İSTERİM ! kimse olmasaydı da sen olsaydın isterim...
gittiğin diyara laf edemem. haşa... seçme şansım olsaydı ben de giderdim. sana hak vermiyor değilim. bu dünya yaşa-l-mak için çok acı. belki de, sen, o yüzden yaş bile almadan gittin be kızım. ömmmrün boyunca alıp alabileceğin bütttün yaşları bana tek bir yaşımda katıp gittin... bu yaşımın en güzel şeyi olup gittin be kızım.
eve koştur koştur gelmem için sebebim olmadığı için, yürüsem belki vakit geçer, geçsin istediğim için kendimi kandırmak pahasına gerçeklerin ne olduğunu çok iyi bildiğim halde yaylana yaylana yüriyim dedim. duygularımdan kaçamayacağımı, beni böyle görsen bütün olup biteni yeryüzündeki tüm insanlardan daha iyi anladığın için yanıma yatıp burnunu boynuma sokup gözyaşlarımı, yüzümü, elimi yalayacağını, bildiğim halde yüriyim vakit geçsin istedim... bir seyyar telefon kılıfcısından çalan şarkı "bahanem" olana kadar yaylana yaylana yürüyodum. aklımdaydın...hiç çıkmıyorsun! ama yine de yürüyodum. işte, şarkı ben tezgahın önünden geçerken şey dedi; "ben hala yaşarım eski günlerde, her şeyde sen varsın, unutamadım" öyle dedi işte. depara kalktım...yine sana geldim. yoksun ! YOK - SUN
ben, ben isterdim ki...neyse ne işte miki. biliyosun, görüyosun...yani görüyo musun sen beni bilmiyorum ama eğer görüyosan...bu, bu durum yani, biraz çifte standarta giriyo annecim. ben seni koklayamıyorum, sevemiyorum, öpemiyorum ama göremiyorum bile...hoş değil annecim. anneanneme de söyle onunki de seninkinden farklı değil ! ama o yaştan mı kurtarıyo ne bilmiyorum da sen işte yaş bile almadan gittin ya. neyse. biliyosun miki. sen, herşeyi herkesten çok iyi bilip anlıyosun.
tüm bunları onların bilmesini ister miydim?.. bilmiyorum. bilseler anlarlar mı? kalıbımı basarım anlamazlar miki. ben...kimse olmasın ama sen ol isterdim. bunu bil, yeter annecim.
Yorumlar
Yorum Gönder