ben kendimi bildim bileli yalnız hissediyorum. bu ilk ölüşüm diyil.
bilgisayarın simsiyah masaüstüne yansıyan ağlamaklı gözlerime baktım. kendimi gördüğüm zamanların pek çoklarından farklı bi görüntü değildi. saçımın doğal ev topuzu, üstümdeki ip askılının müstehcen yerlerimi örtecek kadar küçük olması beni seksi ya da gizemli yapması kurtarmazdı. gözlerim doluydu. ve şunu çok iyi biliyorum ki; gözyaşları akamadan pınarının ucunda hazır ve nazır bekleyenler, seksiliğin yakınından yöresinden geçemezler. hayat...kalıplarla oluşturulan bir evren. yaratılan algılar, sıfatlar ve zorlamaların hiçbir şeye hizmet ettiği yok. -mış gibi hayatlarla sönen nefesler kaburgalarımızın altında çöplükten de beter. kokuşmuş şovlarınız ve görev tanımlarınızı istemiyorum! bana şefkat göstermeyin. bana gerçeklikten bahsedin. size saygı duyabilmem için buna ihtiyacım var. sizlere biraz olsun saygı duyabilmem için... bir nebzede olsa... sizlere saygı duymaya neden ihtiyacım var? onu... sor-ma. kalktım. mutfaktan bir tomar havlu peçete aldım. oturdum. şortumun da an...