bir jonathan nelere kâdir

bir oyun izledim bu akşam. adam kaç yaşına gelmiş ama nasıl güzel seviyor dedesini bilsen... dedesi alzheimer falan.  oyunu seninle izleyebilseydik eğer... oralarda daha çok tutardım elini. başka anlattığı gibi süreçler yaşasaydık da...daha çok tutardım elini. anlayacağın, ben senin elini hep, çok, tutardım. şimdi... senden başka birini sevmeye çalışıyorum belki de. kendimi seni sevmemeye alıştırmaya çalışıyorum. senden kopmak istemeden ve üstelik elle tutulur hiçbir şey yaşamamış ve beraber hiçbir şey atlatmamış ve beraber bir kere bile uyuyamamışken... ne ara, nasıl seni böyle sevdim bilmiyorum. kalbim nasıl acıyor, nasıl kor bilemezsin. pek çok şeyi bilemediğin gibi... eğer bir şekilde beni hissedersen oyunda dediği gibi "bi şarkı tut, boğaza at. belki şarkılarımız karşılaşır."

fotoğraflarına bakmıyorum. bak! bakamıyorum falan değil bak-mıyorum! İkisi arasında kaç dağ kadar fark olduğunu sen bul. senin bana, benim sana ne kadar yakıştığımıza bakamıyorum. yanımda olmayışına... bakamıyorum. katlanamıyorum. sana sürekli uzaktan bakmaya, sana dokunamamaya... seni koklayamamaya... dahası senin de aynı şeyleri hissettiğini düşünmeye, ama... göz göre göre bu kadar uzak kalmamıza, kalmak zorunda oluşumuza ve bu uzaklığın mecburi olduğunu bile bile birlikte olmayı sevmemize. ben sen tarafından kandırılmadım aslında. ben, sen tarafındaydım zaten. belki de senden oluşum, bu kadar senle doluşum bizi o anlamlandıramadığımız büyülü yere taşıdı. ne oldu ne bitti bilmiyorum. inan, hiçççbir fikrim yok. sözüm ona "korkma aşık olmam" demiştim. sende "ya ben olursam" demiştin. ne ben sözümü tutabildim ne de sen.  hale bak! ikimiz de namert çıktık. hale bak. kendine bir bak. bana bir bak. sana baktığımda kıyamayan gözlerime bak. sana bakmaya doyamayan halime b...

geçen sene bu saatlerde ya da biraz öncesinde ya da biraz sonrasında sancıları tuttu annenin kızım. elim böğrümde güzel haberler bekliyodum hep annenden, dedenden. hepinizin sorunsuz gelebilmesi için savurdum niyetlerimi, meditasyonlarımı gözyüzüne. elim...hep böğrümde. setteyken beklenen haberi aldım neyse ki. hepiniz nurtopu gibiydiniz Miki. öyle topaçtınız ki...  demin, doğum günü mumlarınızı yaktım. biliyorum. hoş, zaten beni görüyosun. sana kavuşmak için yaşadığımı görüyosun. bana ne, napıyım... bazı dokunuşların izi geçmez işte. geçmesin ! hem de hiç geçmesin ! nolursun ! sen, herşeyin her saniyesine değerdin Miki. herşeyin en iyisine, en keyiflisine... en, en ödül mamalısına ya ne diyim... olan, biten, olacak olan, kalan, giden herkes ve herşey sayende...seni çok! seviyorum. kavuşuncaya dek ve kavuştay sonrası bile... nereye gitceğimizi, nereden geldiğimizi hep sen belirlerdin ya Miki, şimdi sen olmayınca benim yollarım yok. bencilce "ne gerek vardı gitmene ya" diye yü...